Tarım Fabrikaya Taşınıyor: TDİOSB’ler Yeni Bir Üretim Rejiminin Habercisi mi?

17 Aralık 2025 — Ekonomi365 Haber Merkezi

Uşak TDİOSB ve tarımın sanayileşmesi

Uşak’ta hayata geçirilmesi planlanan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (Uşak TDİOSB) kapsamında yürütülen kamulaştırma çalışmalarında önemli bir aşama geride bırakıldı. Projenin amacı, tarımsal üretimi yalnızca “tarlada” bırakmayıp; işleme, paketleme, depolama ve lojistik gibi halkaları aynı merkezde toplayarak gıda arz güvenliği ve fiyat istikrarı sağlamak. Bu adım, Türkiye’de tarımın giderek sanayi tipi, planlı ve kayıtlı üretim modeline yöneldiğine işaret ediyor.

Peki TDİOSB modeli ne getiriyor, neden hızlanıyor, kim kazanıyor veya kaybediyor, nerede başlayıp nasıl çalışacak ve ne zaman etkileri hissedilecek? Ekonomi365, Uşak örneği üzerinden bu yeni tarım-sanayi mimarisini sahadaki başlıklarıyla inceledi.

TDİOSB Nedir? Tarımın “OSB Mantığıyla” Yeniden Kurgulanması

Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB), klasik OSB’lerden farklı olarak “üretim bandını” tarımsal faaliyetle başlatıp sanayi ile tamamlamayı hedefliyor. Modelin kalbinde, tarımsal üretimin; standart, izlenebilir ve sözleşmeye dayalı bir sisteme taşınması var. Böylece ürün, tarladan çıktıktan sonra açık pazara değil, aynı bölgede bulunan işleme-paketleme-depolama hatlarına giriyor.

Bu yapı, bir yandan verimlilik ve ölçek ekonomisi yaratmayı hedeflerken, diğer yandan devlet için arz yönetimi ve kayıtlı ekonomi açısından yeni bir kontrol alanı oluşturuyor. TDİOSB’ler, tarımın “dağınık ve öngörülemez” doğasını, sanayinin “planlı ve denetlenebilir” disiplinine yaklaştırıyor.

Neden Şimdi? Gıda Enflasyonu, Arz Dalgalanması ve Kayıt Dışılık

Türkiye’de enflasyonla mücadelede en zor başlıklardan biri gıda. Mevsimsel dalgalanmalar, iklim etkileri, lojistik maliyetler ve spekülatif hareketler, fiyatların kısa sürede sert değişmesine neden olabiliyor. TDİOSB’ler bu nedenle yalnızca “tarım projesi” değil, aynı zamanda fiyat istikrarı ve arz güvenliği için tasarlanmış bir araç olarak görülüyor.

İkinci kritik başlık kayıt dışılık. Tarımda girdiden satışa kadar uzanan zincirin çeşitli aşamalarında kayıt dışı alanlar oluşması; hem vergi tahsilatını, hem de desteklerin hedefe gitmesini zayıflatıyor. TDİOSB modeli ise “kapalı devre” bir üretim zinciriyle; ürün–girdi–ciro ilişkisinin daha rahat izlenebileceği bir çerçeve sunuyor.

Uşak’ta Kamulaştırma Eşiği Neden Önemli?

Uşak TDİOSB’de kamulaştırmada ilerleme sağlanması, projenin “niyet”ten “uygulama”ya geçtiğini gösteren en kritik eşiklerden biri. Çünkü TDİOSB’lerin hayata geçmesi için çoğu bölgede temel sorun, parçalı mülkiyet ve dağınık parseller. Kamulaştırma ve toplulaştırma adımlarıyla alan tek parça yönetilebilir hale geldiğinde, üretim ve yatırım planı da hızlanıyor.

Bu süreç, tarımın sadece “üretim biçimini” değil, aynı zamanda arazi kullanım rejimini de dönüştürüyor. Küçük parsellerin bir araya gelmesi, ölçekli işletmeciliği ve entegre tesis yatırımlarını mümkün kılıyor.

TDİOSB’lerde İşleyiş: Ne Ekecek, Kim Üretecek, Kim Alacak?

TDİOSB’lerin çalışma mantığında üç kritik halka var: planlama, sözleşme ve entegrasyon. Uygulamada; hangi ürünlerin üretileceği, üretimin hangi standartlarda yapılacağı ve hasadın hangi kanallara gideceği daha sezon başında belirleniyor.

  • Planlama: Ürün deseni ve üretim miktarı; bölgenin iklimi, su kapasitesi, sanayi tesislerinin ihtiyacı ve alıcıların talebiyle uyumlu biçimde kurgulanır.
  • Sözleşmeli üretim: Üretici/işletmeci, alım garantisi ve fiyat çerçevesini içeren sözleşmelerle çalışır; belirsizlik azalır ama “serbest pazarda sürpriz kazanç” alanı daralır.
  • Entegrasyon: Hasat edilen ürün aynı bölgede işlenir, paketlenir, soğuk zincire girer ve lojistiğe hazırlanır.

Bu modelde “pazara çıkma” yerine “zincire bağlanma” öne çıkar: üretici, ürününü tek başına pazarlama gücünden feragat eder; karşılığında alım ve tahsilat riskini düşürür.

Küçük Çiftçi Ne Olacak? Bağımsızlıktan Sözleşmeye

TDİOSB’ler üzerine tartışmanın merkezinde küçük üreticinin geleceği var. Çünkü bu model, klasik anlamda “kendi kararını veren” çiftçi profilini zayıflatıp; sözleşmeli üretici veya operatör rolünü güçlendiriyor.

Bu dönüşüm iki sonucu aynı anda doğuruyor: Bir yandan gelir dalgalanması azalıyor ve üretim daha öngörülebilir hale geliyor; diğer yandan üreticinin bağımsız karar alanı daralıyor. Kırsal sosyoloji açısından bu, “girişimci çiftçi” yerine “kurumsal zincirin parçası” olan üreticiye geçiş anlamına geliyor.

Devlet Ne Kazanıyor? Arz Yönetimi, Kayıt ve Fiyat İstikrarı

TDİOSB’ler devlet açısından üç kritik avantaj sunuyor:

  • Arz güvenliği: Hangi ürünün ne kadar üretileceği önceden planlanabildiği için ani kıtlık riskleri azalır.
  • Fiyat oynaklığını sınırlama: Arz zinciri ve stok yönetimi, fiyat şoklarının daha kontrollü yönetilmesini sağlar.
  • Kayıtlı ekonomi: Ürün, girdi ve satış zinciri izlenebilir olduğu için kayıt dışılık azalır; destek ve denetim mekanizmaları etkinleşir.

Bu nedenle TDİOSB’ler, sadece tarımda verimlilik aracı değil; aynı zamanda makroekonomide gıda kalemi üzerinden yürüyen enflasyon mücadelesine dair “yapısal” bir hamle olarak değerlendiriliyor.

Riskler: Tekelleşme, Rekabetin Zayıflaması ve Kırsal Göç

Modelin eleştirildiği başlıklar da var. En çok tartışılan riskler şunlar:

  • Tekelleşme/oligopol: Az sayıda büyük alıcı ve büyük üretim yapısı, pazarlık gücünü merkezileştirebilir.
  • Rekabetin zayıflaması: Piyasa içi rekabet azalırsa verimlilik ve inovasyon ivme kaybedebilir.
  • Kırsal göç: Bağımsız küçük üreticinin sistem dışına itilmesi, kentlere göçü hızlandırabilir.
  • Ucuzluk yanılsaması: Fiyatlar daha yönetilebilir hale gelse bile her ürün kaleminde “ucuzlama” garanti değildir.

Küresel Eğilimle Benzerlik: Tarımda Ölçek ve Entegrasyon

Sanayi tipi tarım ve entegre gıda zincirleri dünyada yeni değil. Fark, Türkiye’nin bu dönüşümü yüksek enflasyon, bütçe baskısı ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi çoklu sorunların ortasında hızlandırması. Bu nedenle TDİOSB’ler, “kalkınma projesi”nden çok “istikrar ve kontrol” ekseninde okunuyor.

Tarımda Yeni Dönem Başlıyor mu?

Uşak TDİOSB’de kamulaştırma sürecinde gelinen aşama, tarımın geleceğine dair daha büyük resme işaret ediyor: Türkiye, tarımı parçalı yapıdan çıkarıp ölçekli, entegre ve kayıtlı bir üretim zincirine taşıma eğiliminde. Bu yaklaşım kısa vadede gıda arzını daha yönetilebilir kılabilir; orta vadede ise çiftçi profili, arazi kullanımı ve kırsal yaşam üzerinde kalıcı etkiler yaratabilir.

Asıl soru, bu dönüşümün “verimlilik ve gıda güvenliği” hedefiyle yürürken, küçük üreticinin sisteme nasıl entegre edileceği ve piyasa rekabetinin nasıl korunacağı. Çünkü TDİOSB’ler tarımda bir “düzen” kurabilir; fakat bu düzenin toplumsal bedelini ve kazanç dağılımını belirleyecek olan, uygulamanın detayları olacak.

Benzer Haberler