Tarımda Pestisit Kalıntıları Tartışması Büyüyor: Bu Kez Fluopyram Gündemde
Tarımda kullanılan mantar ilacı Fluopyram, son analizlerle birlikte pestisit kalıntılarının gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dair tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Meyve ve sebzelerde tespit edilen düşük seviyeli Fluopyram kalıntıları, bazı tüketiciler tarafından bildirilen “balık kokusu” şikâyetleriyle birlikte değerlendiriliyor.
Fluopyram, domates, biber, elma, üzüm ve çilek gibi yüksek katma değerli ürünlerde üreticiler tarafından yoğun şekilde tercih edilen uzun etkili bir fungisit olarak öne çıkıyor. Bayer tarafından geliştirilen bileşik, mantar kaynaklı verim kayıplarını azaltması nedeniyle son yıllarda dünya genelinde kullanımını hızla artırdı.
Tartışmanın fitili, 2023 yılında bazı ülkelerde sebze ve meyvelerde balık kokusuna benzer bir koku fark edildiğinin bildirilmesiyle ateşlendi. Laboratuvar testlerinde kokunun doğrudan Fluopyram’dan değil; uygulama sırasında kullanılan yardımcı maddelerin bozunmasından kaynaklanmış olabileceği görüldü. Ancak bu bulgular, pestisitlerin duyusal kalite üzerindeki etkilerine dair incelemelerin genişletilmesi gerektiği yönündeki çağrıları güçlendirdi.
ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Fluopyram’ın maksimum kalıntı limitlerini mevcut mevzuat kapsamında güvenli olarak değerlendiriyor. Buna rağmen iki kurum da yıl sonu incelemelerinde özellikle çocuklar ve hamile bireyler açısından “ihtiyatlı yaklaşım” ilkesinin uygulanacağını açıkladı.
Fluopyram’a alternatif olarak kullanılan boscalid, pyraclostrobin ve difenoconazole gibi diğer fungisitler de benzer risk sınıflarında yer alıyor. Uzmanlar, firmaların artan rekabetle birlikte daha düşük kalıntı bırakan yeni formüller geliştirmeye yöneldiğini belirtiyor.
Sağlık otoriteleri ise Fluopyram’ın uzun vadeli etkilerine dair bağımsız araştırmaların sınırlı olmasına dikkat çekiyor. Mevcut çalışmaların önemli bir kısmının üretici şirketlerin finansal desteğiyle yürütülmesi, daha kapsamlı akademik veri ihtiyacını artırıyor.
Bayer tarafından yapılan açıklamada, Fluopyram’ın uluslararası standartlara uygun üretildiği ve doğru dozda uygulandığında tüketici sağlığı için risk oluşturmadığı ifade edildi. Şirket, balık kokusu şikâyetlerinin ürünle doğrudan ilişkili olmadığına dair teknik raporların kamuya açık olduğunu belirtti.
Uzmanlar, pestisit kalıntılarının uzun vadede özellikle hormon sistemi, karaciğer fonksiyonları ve bağışıklık üzerinde etkili olabileceğine dair bilimsel çalışmalar bulunduğunu; bu nedenle “toplam maruziyetin” düzenli olarak izlenmesinin önem kazandığını belirtiyor. Sağlık otoriteleri, risk değerlendirmelerinin çoğunda çocuklar ve hamile bireyler için daha dar güvenlik aralıklarının dikkate alındığını ifade ediyor.
Türkiye’den Avrupa Birliği’ne yapılan bazı tarım ürünlerinin, son yıllarda kalıntı limitlerini aşması nedeniyle zaman zaman geri gönderildiği biliniyor. Sektör temsilcileri, kalıntı sorunlarının hem ihracat maliyetlerini yükselttiğini hem de üretim zincirinde daha kontrollü uygulamaları zorunlu hâle getirdiğini belirtiyor.
EFSA ve EPA’nın yıl sonunda yayımlayacağı değerlendirme raporları, Fluopyram’ın gelecekteki kullanımının ve gıda güvenliği politikalarının şekillenmesinde belirleyici olacak.